“Kötülüğün Tarihi” serisinin son cildi olan Mephistopheles ile birlikte, kötülük kavramını açıklamada en önemli figür olan Şeytan’a dair bugüne dek yapılmış en kapsamlı tarihsel çalışma tamamlanmış oluyor. İlk üç kitapta diabolojinin tarihini Ortaçağ sonuna kadar getiren Jeffrey Burton Russell, Mephistopheles’te Reform döneminden itibaren geleneğin izlerini sürüyor. Teoloji, felsefe, psikoloji, sanat, edebiyat ve popüler kültür öğelerinden faydalanarak Şeytan idesinin zihinlerimizde nasıl bir değişime uğradığını tanımlarken, modern zamanın entelektüel ve kültürel gelişmelerine de ayrıntılı olarak yer veriyor.
Alanında kilit isimler ve moda akımlar üzerinde duran Russell, Rönesans ve Reform dönemlerinde doruğa ulaşan cadı çılgınlığını, Aydınlanma’nın rasyonalist felsefesinin etkilerini, Romantik Şeytan imgesini ve 19. yüzyıl sonlarında Şeytan’ın edebiyattaki ve bilimdeki yerini irdeliyor.
“Kendini kötülüğe adamış tinsel bir kişilik olarak Şeytan’ın gerçekten var olabileceğine dair ne tür belirtiler söz konusudur?”
Şeytan her ne kadar modası geçmiş bir metafor gibi görünse de, çağımızın en korkunç olayları, radikal kötülüğü betimlemede bir sembole ihtiyaç duyduğumuzu göstermektedir. Muazzam bir kavrayış ve araştırmanın ürünü olan Mephistopheles, radikal kötülüğü açıklayabilmemiz için pek çok farklı yol öneriyor.
Yorum / Soru ekleyebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Ortalama Değerlendirme »